Ali, İzmir’in ilçelerinden Ödemiş’e bağlı bir köyde ailesinin beşinci ve son çocuğu olarak dünyaya geldi. İki ablası iki de ağabeyi vardı. Babası çiftçiydi. Annesi hem babasına yardım eder, hem de evi çekip çevirirdi. Tüm çocuklar okul zamanı dışında tarlada çalışır, aileye katkı sağlardı. O yıllarda köyde sadece ilkokul vardı. Ali’nin babası sinirli ve kaba bir adamdı. Çocuklarını sever ama kızdığı zaman onları dövmekten çekinmezdi. Hatta karısını da döverdi. Böyle bir aile yapısında büyüyordu Ali. İlkokulu bitirdikten sonra öğrenimine devam etmek için babası onu en büyük çocukları olan ve İzmir’de yaşayan Aysel’in yanına gönderdi. Aysel Ali’den 12 yaş büyüktü. İlkokul öğretmeniydi ve evlenmişti. O da ilkokuldan sonra başka bir şehirde yatılı okumuş, ailesinden epeyce kopmuştu. Aysel biraz asi, biraz uçarı bir ruha sahipti. Farklı bir dünyası vardı. Eşi Fuat mühendisti. Şehir dışı iş gezileri çok olurdu. Ama iyi bir insandı. Karısını da seviyordu. Evlilikleri iyi gidiyordu.
Ali okul için ablasının yanına geldiğinde 13 yaşındaydı. Sevinçliydi. Artık şehirde ve güzel bir evde olacak yeni bir yaşama başlayacaktı. Eniştesini de severdi. İyi anlaşırlardı. Ama ablasını fazla özgür, çok rahat, biraz da bencil bulurdu. Aysel’in çocuğu da olmuyordu. Fuat ise bunu sorun yapmıyordu.
Okul açıldı, Ali okula başladı ve kısa sürede uyum sağladı. Dersleri iyiydi. Sorunsuz bir çocuktu zaten. Ayda bir hafta sonları köye giderdi. İzmir’i de çok sevmişti. Kendine yapacak bir şeyler bulurdu okul dışında. Arkadaşlar edinmişti. Bu şekilde mutlu ve huzurlu bir 3 ay geçirdi. Ama bir gece tüm hayatı altüst oldu. Yaşadığı ve hiç anlam veremediği bir olayla küçük dünyası yıkıldı adeta.
O gece Ali, derslerini çalıştıktan sonra uyumak için odasına gitti. Eniştesi iş gezisindeydi. Yemekten sonra ablası da bir şeylerle uğraşmış sonra televizyon seyretmeye başlamıştı. Ali ona iyi geceler diledi ve yatmaya gitti. Saat 23.00 sularıydı, tam uykuya dalmak üzereydi ki, odasının kapısı açıldı gelen ablasıydı. Ali ona “Ne oldu abla bir şey mi var?” dedi. Aysel hiç cevap vermeden Ali’nin yatağına doğru geldi, üstündeki geceliği çıkardı ve çıplak olarak onun yanına uzandı. Çocuk şaşırmıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken ablası onu okşamaya başladı. Ali karşı koymak istedi, kaçmak istedi. Aysel onu engelledi. “ Buna alışman gerek, bak benim de senin de buna ihtiyacımız var, karşı koyman anlamsız, çünkü yapacaksın.” dedi. Ali korku ve dehşet içindeydi. 13 yaşında bir çocuk cinsellikle bu şekilde tanışıyordu. Yaşadığı şeyin ne olduğunu bile anlamamıştı. Ablası, eniştesinin iş gezilerinde olduğu zamanlarda ve Ali okuldan eve geldiğinde onu buna zorluyor, çok normal bir şey olduğunu söylüyordu. Çocuk bir gün ablasına, “Bu durumu babama söyleyeceğim.” dedi. Aysel’in cevabı ise çok acımasızdı. “Eğer söylersen ben de ona ve eniştene bunu senin bana yaptığını söylerim.” diyerek Ali’yi tehdit etti. Çocuk çaresizdi, okulu ordaydı ve bu evde kalmak zorundaydı. Anne ve babası bu durumu öğrenirse, hele eniştesi bilirse neler olurdu?
Ali okul dönüşlerinde eniştesi eve gelene kadar içeri girmemeye çalışıyordu. Ya bir yerlere gidiyor ya da apartmanın önünde yağmurda bile eniştesinin gelmesini bekliyordu. Aysel ona kızıyor,” Neden dışarıda duruyorsun yağmurda hasta olacaksın, eve gel.” diyordu. Ama onun düşündüğü şey kardeşinin hastalanması konusu değildi.
Birkaç ay sonra Aysel eve bir köpek aldı. Köpekleri çok seviyordu ve kocasını buna razı etti. Yine kocasının evde olmadığı bir gece, köpekle beraber Ali’nin odasına geldi. “ Bana yardım et köpekle seks yapacağım, onu tutmanı istiyorum.” dedi. Ali ikinci yıkılışı da bu gece yaşadı. Kaçmak istedi, yapmayacağını söyledi ama Aysel onu tekrar tehdit etti. Eli mahkûmdu, gözyaşlarına boğularak önce ablasının köpekle ilişki kurmasına yardım etti sonra da ablasının zorlamasıyla o ilişki yaşadı. Çocuğun küçük dünyası altüst olmuştu. Doğru ve yanlış karışmış, ne yapacağını bilmez hale gelmişti. Kendini derslerine veriyor başarılı olmaya devam ediyordu. Ama psikolojisi çok bozulmuştu. Tek tutunduğu şey okulu ve dersleriydi. Aysel ona
ensest ilişkileri ve hayvanlarla yaşanan cinselliği içeren videolar izletiyor, bunun çok doğal olduğunu, herkesin yaptığını anlatıyor ve ikna etmeye çalışıyordu.
Yıllar böylece akıp geçti. Ali lisenin ikinci sınıfında babasından ona ayrı bir ev tutmasını istedi ama babası bunu kabul etmedi. Ve sonunda lise bitti, Ali üniversite sınavlarında İstanbul’da bir okul kazandı ve oraya gitti. Bir daha Aysel ile iletişim içinde olmadı. Sadece bazen köyde aile içinde karşılaştılar.
Eğitimi tamamladıktan sonra İstanbul’da bir iş buldu ve oraya yerleşti. Ev düzenini kurdu. Artık kendine ait bir hayatı vardı. Mutlu olması gerekirdi ama değildi. Çünkü hiçbir kıza ilgi duyamıyor, bu anlamda ilişki yaşayamıyordu. Her kız ona Aysel gibi geliyordu. Ama cinsel yaşamı olması gerekiyordu. Bildi tek şey vardı bu konu da yapabileceği. Hayvanlar. Evet, bir köpek aldı evine ve onunla bir dünya kurdu kendine. Yıllar tekrar bu biçimde akmaya başladı. Yazları tatilde ailesine, köye gittiğinde bu kez daha farklı hayvanlarla cinsellik yaşadı. Onun yaşamı artık buydu. Başka seçeneği yoktu. Evinden köpek hiç eksik olmadı.
34 yaşlarındayken bir kadına ilgi duyar gibi oldu. Yaşadığı hayattan da kurtulmak istiyordu. Onunla bir ilişki yaşamaya başladı. Ama uzun süreli olamadı bu, başaramadı. 3 ay sonra bitirdi bu ilişkisini. Yeni bir köpek alıp eski yaşamına döndü. İş hayatı iyi gidiyordu. Tek tesellisi buydu. Aradan bir 10 yıl daha geçti. 44 yaşındaydı ve kendine ait evinde kendi ailesi olmadan yaşamaktan artık bıkmıştı. Bir kez daha denemek istedi hayat tarzını değiştirmeyi. İçten istedi bu kez, arınmak, temizlenmek istedi. Hiç kimseye anlatmadığı hikayesini, bir psikiyatri uzmanıyla da paylaşmaktan çekiniyor, utanıyordu. Çok güncel olan bir iletişim şeklini seçmeye karar verdi ve bir arkadaşlık sitesine üye oldu. Hiç tanımadığı insanlarla konuşmak, belki de ona yardımcı olabilecek bir kadın arkadaş bulmak istiyordu. İşte bu sırada Sema ile tanıştı. O bir iletişimciydi. İnsan ilişkileri güçlü, akıllı, eğitimli bir kadındı. Kısa bir süre sıradan şekilde yazıştılar internette ve arkadaş oldular. Ama bu arkadaşlık internette yazışmakla sınırlıydı. Hiç yüz yüze görüşmediler. Ali ona ısındı, içtenliğini ve samimiyetini hissetti. Sema’ya ilk önce kendini üstü kapalı olarak anlattı. Sadece köpeği ile nasıl bir ilişkisi olduğunu, bundan da kurtulmak istediğini söyledi. Sema ona çok ılımlı yaklaştı. Ürkütmeden, kınamadan ona ne yapması gerektiğini sadece tavsiye etti. Ali bir uzman doktora gitmek istemiyordu ama Sema’ya köpeğini evden göndereceğini ve bir daha bunu yapmayacağını söyledi. Ardından da Sema ile netteki iletişimini kesti. Sema ondan haber alamadığı için endişeliydi fakat aralarında iletişim kuracak başka bir kanal yoktu. 3 ay sonra bir gün Ali internette tekrar Sema’nın karşısına çıktı. Tatildeydi ve köyde ailesinin yanındaydı. Tekrar yazışmaya başladılar. Ali, Sema’ya söz verdiği gibi köpeğini 3 ay önce evden gönderdiğini ve bu süreçte hiçbir şekilde hayvanlarla cinsellik yaşamadığını, hatta şu an köyde olduğu halde iradesine sahip çıkıp bunu yapmadığını anlattı. Sema çok mutlu olmuştu. Ali’ye artık kadınlara ilgi duyması için bir şeyler yapmasını ve bir doktordan yardım almasını söyledi. Ali de bazı değişimler vardı ama yeterli değildi. İşte bu yazışmalar sırasında Ali Sema’ya, ablası ile yaşadıklarını niçin bugün bu halde olduğunu anlattı. Ve ona sordu “ Söyle bana sen benimle sevişebilir misin, bir ilişiki yaşayabilir misin?” Sema ne diyeceğini bilemedi ama ona “İletişimde kalalım ve tanışalım, ben sana yardımcı olmak istiyorum.” dedi. Sema’nın amacı onunla tanışmak, sapık bir ablanın kurbanı olan bu insanı tedavi olması için ikna etmekti. Ona ilgi duyar mıydı, ilişki yaşayabilir miydi? Bunları o an tahmin edemiyordu ama Ali’ ye yardım etmeyi çok istiyordu. Ali de belki bunları hissetmiş ya da sezinlemişti.
Sema günlerce Ali’nin internette olmasını bekledi, bir haber almak istedi. Ama Ali yine yok olmuştu. Ona mailler attı fakat yanıt alamadı.
Yüreğini acıtan, Sema’yı adeta isyan ettiren bu öykü onun içinde bir yara olarak kaldı. Çünkü Sema bir daha Ali’den hiç haber alamadı. Ali nerdeydi, iyileşebilmiş miydi, yaralarını sarmak için bir doktora gidip, hayatını özlemini çektiği şekle sokabilmiş miydi? Ne yazık ki Sema bunu hiçbir zaman öğrenemedi.

Şadan Hergüner