Translate

ÖNYARGILI YAKLAŞIMLAR


Bir bilgeye sormuşlar:

“Dünyada en çok kimi seversin?”
“Terzimi severim.” diye cevap vermiş. Soruyu soranlar şaşırmışlar.
“Aman üstad! Dünyada sevecek o kadar kimse varken, terzi de kim oluyor? O da nereden çıktı şimdi? Neden terzi? Demişler.  
Bilge, bu soruya şu yanıtı vermiş:
“Evet dostlarım, ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verirler; ölünceye kadar da, beni hep aynı kalıpla ve aynı gözlerle görürler.”

Önyargılı bakış açı ve yaklaşım bu kıssadan hissede olduğu gibidir. Birileri hakkında tam ayrıntılı bilgi sahibi olmadan ona bir biçim yakıştırmaktır. Ya da kişiyle yaşanan bir tatsız olayda ona bir kalıp biçmek, bir daha da farklı bakış açısıyla onu değerlendirmemektir. O kişi de değişimler var mı, yoksa yaklaşımları hep aynı mı? Bu sorulara yanıt aramamaktır.

Peki, önyargı nedir? Bir kimse ya da bir şeyle ilgili olarak belirli koşul; olay veya görüntülere dayanarak önceden edinilmiş olumlu ya da olumsuz yargı, peşin yargı, peşin hükümdür.

İnsanlara önyargıyla yaklaşmak iletişim sorunları doğurur. Uzlaşma ortamı bulmayı zorlaştırır. Üstelik önyargılı kişiler kendilerine de zarar verirler. Onlar dünyaya dar bir bakış açısıyla bakıp, iç dünyalarını geliştiremezler. Bu nedenle daha yalnız bir yaşam içinde olurlar. Korkuları, kaygıları, negatif duyguları bol olur. Hayatı gerektiği gibi değerlendirip yaşayamazlar. Olumlu da olumsuz da olsa önyargılı olmak doğru değildir. Bizler olaylara ve insanlara yaklaşımlarımızı esnek tutarsak başarılı ve mutlu oluruz.
Sevgiyle kalın.                                                                                                            
Şadan HERGÜNER                                                                                   



Spor Toto Süper Lig’de 34. hafta maçında Fenerbahçe deplasmanda Sivasspor’u 4-3 mağlup ederek 2010-2011 sezonunda lig tarihindeki 18. şampiyonluğuna kavuştu.
İlk Şampiyonluk Turunu Sivas 4 Eylül stadında atan Fenerbahçe yarın, 23 Mayıs Pazartesi günü Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadında taraftarı ile kutlayacak. Kutlama saat 20.30 da başlayacak. Bağdat Caddesinde de yarın saat 17.00 civarında şampiyonluk turu atılacak.

Koyu bir Fenerbahçe taraftarı olarak büyük mutluluk içindeyim. Ligin ilk sezonunda “bitti” denilen Fenerbahçe, ikinci sezonda inanılması zor bir başarıya imza attı. Bir mucizeyi gerçekleştirdi. Kaptan Alex De Soza, bu yıl da kalitesini, asilliğini, alçakgönüllüğünü bir başka şekilde ortaya koydu. Onu, bu farklılığından dolayı ayrıca kutluyorum. 28 golle elde ettiği gol krallığı da ancak ona yakışırdı.
Bu büyük mutluluk ve başarı için öncelikle her şeyini ortaya döken futbolcularımıza, yönetime ve ikinci sezon itibariyle başarılı olan Aykut Kocaman’a teşekkür ediyorum. Aykut Hoca, benim bile kendisine inancımın olmadığı bir süreçte kararlı ve emin adımlarla bu şampiyonluğun gelmesinde etkin oldu. Onu da kutlamak istiyorum.

Ama asıl teşekkürüm ve kutlamam Fenerbahçe Taraftarınadır. Ben de bir taraftarım. Fenerbahçe taraftarı bu camianın en büyük mimarıdır. İnançlarını, katkı ve desteklerini hiç kesmeden her maça gittiler. Takımlarının yanında oldular. Son maçda Sivas Sokaklarını adeta Bağdat Caddesine çevirdiler. Hepsine helal olsun diyorum.

18. Şampiyonluk tüm Fenerbahçe Camiasına, Taraftarımıza kutlu olsun. Üç büyüklerden ikisinin ( Galatasaray ve Beşiktaş) adının geçmedi bu ligde İkinciliği başarıyla kazanan Trabzon Sporu da gönülden kutluyorum.

Şadan Hergüner

ANNE HAKKI ÖDENMEZ



Karşılıksız seven ve verici olan varlığın adı “ANNE”dir.  Her çocuk için annesi, en güvenli sığınaktır. Sıkıntılı anlarda huzur verip koruyacak, arka çıkacak varlıktır. İster 4 yaşında ister 40 yaşında olsun, anne kucağı ona hep açıktır.

Anne çocuğunu çok sever, çocuğundan sevgi görmese bile sever. O nedenle denmemiş midir “Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz” diye? Anne, sevgisine karşılık beklemez. Çıkarsızca sever, büyütür, her şeylerden sakınır. 

Üstelik çocuk sayısı ne kadar olursa olsun hepsine aynıdır sevgisi ve vericiliği. Dünyada ki hangi insan bunu yapabilir? Sadece anneler. İşte bu nedenle anne hakkı ödenemez.

Ben annemi 6 yıl önce kaybettim. Acısı hala içimde… Dünyadaki en değerli varlığımdı ama şimdi yok. Annenizi kaybettikten sonra istediğiniz kadar üzülseniz de, hayıflansanız da fayda etmiyor. Önemli olan anneler hayattayken onlara sevgi göstermek, değer vermek, ödenemez haklarını bir parçacık da olsa ödemeye çalışmaktır. 5 tane evladına öf demeden bakan, büyüten anneye, bakmayan ve sahip çıkmayan çocuklar olmamaktır.

Bir bakalım Anne kimdir? Şimdi sıralayacağım her şeyi yapabilen tek insandır.

Aynı anda kendi çantasını, çocuğunun çantasını, çocuğunun oyuncak kutusunu, market torbasını, çocuğunun ayakkabısını ve hatta çocuğunu taşıyan; bir yandan da ev anahtarını bulmaya çalışan kişiye ANNE denir.

5 dakikada duş alıp 10 dakika içinde hem kendisini hem de çocuğunu hazırlayana, uykusuzluktan süründüğü halde uyumamakta direnen çocuğuna söylenemeyene, 1 saatte üç çeşit yemek, üstüne de salata hazırlayıp bir yandan da çocuğunu yedirene ANNE denir.

Çocuğu için gecede beş kere kalktığı halde şikâyet etmeye hakkı olmayana, çocuğu hastalandığında sabaha kadar başında bekleyene, bakıma ve yardıma muhtaç hale geldiğinde kendisine sahip çıkmayan evlatlarına “ Ne yapsınlar? Çalışıyorlar, kendi düzenleri var, bana vakit ayıramıyorlar.” Diyene ANNE denir.

Huzur ve nur içinde uyuyan CANIM ANNEMİN ve tüm annelerin anneler gününü kutluyorum.

Şadan Hergüner                                                                
 
Gezergen Tasarım by Gezergen Blog